30 Eylül 2012 Pazar

Tarih Eşliğinde Gelato



Kuşbakışı San Gimignano
  Toskana bölgesinin Siena şehrinde bulunan, 12 ve 13. yüzyıllardan kalma kuleleriyle iyi korunmuş bir Ortaçağ kasabası San Gimignano. Tarihin ilk gökdelenlerine(kule) ev sahipliği etmiş olmasından ötürü Ortaçağ'ın Manhattan'ı olarak da adlandırılıyor.  Günümüze değin bunlardan 14 tanesi ayakta kalabilmiş. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan San Gimignano'nun tarih kokan sokaklarının turist kalabalığı dışında hala bazı sakinleri mevcut. Bunların kulelerin ilk sahiplerinin torunları olduklarını göz önünde bulundurursak San Gimignano'yu
Vernaccia Üzümü
Frankfurt'un Schlitz'i gibi bolca ziyaretçisi olan bir huzurevi gibi düşünebiliriz. Şehir ilk olarak M.S 3. yüzyılda Etruryalılar tarafından küçük bir köy olarak kurulmuş. Bugünkü adını da şehri bizim Hunlara karşı koruyan Aziz Geminianus adında bir piskopostan almış. Burası aynı zamanda apartman sistemi kullanımının dünyadaki ilk örneklerinden bir tanesi. Kulelerin yüksekliğinin itibar anlamına geldiği zamanlarda katları çıkan çıkanaymış. Buna bir dur demek için kilise şehirde kilisenin kulesinden yüksek bina bulunmasını yasaklamış.
Gelateria di Piazza
Mevcut olanların da tepelerini kiliseden kısa olana değin  kestirmiş. O yüzden günümüzde dikkat ederseniz bazı kulelerin tepeleri çatıları olmayacak şekilde dümdüz kalmıştır. İtalya'nın her yerinde ayaküstü pizza yiyebileceğiniz dükkanlar var. Para dilim başına alınıyor. Sokaklarda tarihin kokusuna pizza kokuları da karışıyor tabii, sadece San Gimignano'da değil, her yerde. metal fırın tepsileri içindeki  çeşit çeşit pizzalardan dilediğinizi seçiyorsunuz. Bazen fırından çıkmasını beklemeniz gerekiyor. Hepsi taptaze. Karton bir tutucuyla yiyorsunuz dilim pizzayı, sanki dondurma yer gibi. Dondurma demişken, ana mevzumuz: Gelatolar. Meşhur bir gelateria var San Gimignano'da: Pluripremiata. Gelateria di Piazza da diyorlar kendilerine, yani Meydan Dondurmacısı.  Ondan evvel bilmezdim ki dondurma üzerine dünya çapında bir lig varmış. Burası da meğer 2006-07 ve 2008-09 yıllarında üst üste şampiyon olmuş bu ligde. Ne zaman giderseniz gidin önünde daima upuzun bir kuyruk. Küçücük dükkanda bir sürü de çalışan ve envai çeşit "gelato" var. Lonely Planet ve tripadvisor gibi dünyaca ünlü seyahat siteleri tarafından da "gurme mekan" olarak önerilmiş ve gerçekten herkese ve her kesime hitap edecek düzeyde müthiş lezzetler sunan bir yer. Tabii dükkanda görebileceğiniz tek iş dondurmayı almak. Oturmuyorsunuz ya da önünüze servis edilmiyor. Şu zamana değin zaten ayaküstü dükkanlarını her zaman sevmişimdir, burayı da ayrı bir sevdim. San Gimignano'ya yolu düşen mutlaka uğramalı ama bu küçük yerde buranın dikkatinizi çekmemesi zaten mümkün değil. Ayrıca bölgelerden Toskana olur da şarabın lafı geçmez mi? Kasaba ayrıca Vernaccia (di San Gimignano) adındaki beyaz şarabıyla tanınıyor. Civarda yetişen "Vernaccia üzümü" ile yapılıyor. - Ege


Meksika'dan İzlenimler

29 Eylül 2012 günü Gourmets des MUN ekibi olarak ilk incelememizi İstanbul'da Meksika Mutfağı sunulan yegane lokantalardan olarak bilinen, uzunca bir yürüyüşün ardından varmayı başardığımız Bağdat Cadde'deki Ranchero'da yaptık. Biri burada biri Nişantaşı'nda iki şubesi olan ve Meksikalı-Türk bir aile tarafından işletilen mekan; sıcak ortamı, geniş seçenekler sunan menüsü ve ikramlarıyla açıkçası çoğumuzdan tam not almayı başardı.
Sincronizade de Harina
Pek çok yemek için etli ve tavuklu olmak üzere iki opsiyonunuz var. Bazen bunların arasına "ıspanaklı" da giriyor. Acılı - acısız da ayrı bir opsiyon ama bir Meksika lokantasında acısız yemek de hafiften absürd kaçar haliyle. Biz iki tavuklu bir etli Quesadillas Alegres, bir Enchiladas Chilangas ve ortaya da bir tavuklu Sincronizade de Harina sipariş ettik. İlk olarak Sincronizade de Harina'mız geldi. Bu uzun adları ezberimizde tutmak için Türkçeye çevirmeniz gerektiğinde "senkronize un" gibi garip kullanımlar çıkıyor ortaya. Un tortillaları arasında seçiminize bağlı olarak tavuklu, etli ya da ıspanaklı; karamelize soğan, charros, sotelenmiş biber, eritme peynir ve Ranchero sos yanında guacomole, elote(püre edilmiş mısır) ve sour cream ile servis ediliyor. Mısır ununun verdiği olsa gerek son derece lezzetli nachomsu ve çıtır bir tat hakim. Guacomole dediğimiz arkadaş, avokadodan yapılan, soğuk tüketilen  Aztek kökenli bir Orta Amerika mezesi. Yağ ve vitamin açısından da zengin olduğu bilinen bu yiyecek, İspanyolların Amerika'yı istilasından sonra İspanya'da da ünlenmiş ve İspanyolların avokado yetiştirmeye çalışmalarına sebep olmuş. Dip sos olarak cipsle tüketime de elverişli. Tabi Türk halkının damak tadına fazla hitap edecek türden bir şey değil kanımızca. Aklımızı başımızdan alan asıl tatsa mısır püresiydi. Biz Sincronizade de Harina'mızın tadına varırken ana yemeklerimiz de geldi. Servisin hızından son derece memnun kaldık ama tabii boş bir zamanında denk geldiğimizden ötürü bu konuda kesin bir yorum yapabilmemiz pek de mümkün değil. Quesadilla, fajita'dan kelli en ünlü olagelmiş Meksika yiyeceği. En azından bizim için öyle. Adını İspanyolca "peynir" anlamına gelen "queso" sözcüğünden almış. Basitçe başlıca    peynir olmak üzere bir çok malzemenin içine doldurulduğu tortilla olarak özetlenebilir. Bizim Quesadillas Alegres'imiz ise tütsülenmiş jalapeno ve salsa roja ile sotelenmiş et(-tavuk), karamelize soğan, ızgara edilmiş dana füme, közlenmiş biber, Meksika fasulyesi , bezelye, havuç, mısır, cheddar peyniri ve eritme peynirden oluşuyordu ve bir klasik olarak yine arroz(pilav), guacomole, sour cream ve elote ile servis edilmişti. İçindeki malzemeleri dökmeden tortillasıyla birlikte yiyebilirseniz enfes bir lezzet. Sour cream'inden sürmeyi de unutmayın tabii. Enchiladas Chilangas ise ağız sulandırıcı görüntüsüyle iştahınızı anında açmaya aday. Bu yemekse un tortillaları arasında acılı chilaca sosu ile sotelenen dana eti(-tavuk), yer fıstığı püresi, eritme peynir üzerinde cheddar peyniri ve krema yanında arroz ve frijoles ile. Frijoles fasulye demek, yemekteki garnitür ise basitçe bir fasulye püresi. Bildiğimiz etli dürümün yandan yemişi olamayacak kadar yine orijinal bir tat olduğuna emin olabilirsiniz. Acısı da ayrı bir yakışmış bu yemeğe. Yemeklerimizi bitirdikten sonraysa hesapla birlikte shot bardaklarında gelen Ranch'ler bizden artı puan aldı. Ranch, tatlı ve alkolsüz bir meyve kokteyli. Restoranın bir jesti. Her müşterilerine ikram ediyorlarmış.
Enchidalas Chilangas
Quesadillas Alegres
     

29 Eylül 2012 Cumartesi

Nedir Bu Bruschetta?


Geçmişi 15. yüzyıl İtalyasına uzanan Bruschetta, ("brusketta" şeklinde telaffuz edilir) sızma zeytinyağı, tuz ve biberle çeşnilendirilmiş kızartılmış ekmeklerden oluşan mezevari bir aparetif. Domates, peynir, jambon (prosciutto), sebzeler ve kırmızı biber gibi malzemelerle çeşitli biçimlerde sunulabiliyor; en bilinen tarifse taze domates, soğan, fesleğen, sarımsak ve mozzarella içeriyor. Tabii bu kullanılan ekmek bizim fırından aldığımızla bir değil. Hamur işinin önemli yer tuttuğu İtalyan mutfağında yemekler için genelde buğday unu tercih ediliyor.
Bu basit ama güzel Akdeniz lezzeti farklı bölgelerde farklı usüllerde yapılıyor. Örneğin Abruzzo yöresinde domuzdan elde edilen "ventricina" adında bir salam çeşidi kullanıyorlar. Toskana'daysa "fettunta" adıyla biliniyor ve genelde (özellikle mevsimin ilk zeytinyağının alındığı Kasım aylarında) üzerindeki malzemeler olmadan servis ediliyor.  - Ege


4 kişilik Bruschetta için gerekli malzemeler
- 8 dilim ekmek
- 4 diş sarımsak
- 3 domates
- 4 çorba kaşığı zeytinyağı
- 2 dal maydanoz
- Birkaç kekik dalı
- Tuz, karabiber
Domatesleri soyup küp şeklinde doğrayın. Sarımsakları soyup ezin. 2 kaşık yağı tavada ısıtıp sarımsağın yarısı ve domatesi ilave edin. 4-5 dakika karıştırarak kavurun.
Kalan yağ ve sarımsağı bir kasede karıştırın. Ekmekleri iki taraflı kızartıp üzerlerine fırça ile  sarımsaklı yağ sürün.
Ekmeklerin üzerlerine domatesli sosu paylaştırın. Kıyılmış maydanoz ve taze kekik dallarıyla süsleyip servis yapın.

NOT: Tarif, Lezzet dergisine aittir.
Bruschetta -  http://morriscc.webs.com/photos/MC--C/bruschetta.jpg

Taptaze Bir Merhaba


Sevgili gurmeler,

Hepinize merhaba! 2012 yılının Eylül ayında kurulan ve an itibariyle Kabataş Erkek Lisesi'nin 5 öğrencisinden oluşan Gourmets des MUN ekibimiz bu blogda sizlere dünya mutfaklarına yapılacak heyecan verici yolculuklardaki farklı deneyimlerini aktarmayı amaçlıyor. Ekibimizin kendini geliştirme yolunda attığı adımlarla blogumuz da pekala gelişecektir. Farklı yolculuklarda ve incelemelerde görüşmek dileğiyle, takipte kalın!